Film Analizi: Close - Bir Dostluğun Sessiz Çığlığı
- Altuğ Psikoloji
- 27 Ara 2024
- 4 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 21 Oca

Close, yönetmen Lukas Dhont'un büyüme, dostluk ve kayıp temalarını ele aldığı, izleyiciyi derinden etkileyen bir başyapıt. Film, çocukluğun masumiyetini, ergenliğin karmaşıklığını ve toplumun dayattığı normların bireyler üzerindeki yıkıcı etkisini güçlü bir sinematografik anlatımla işler. Remi ve Leo'nun arkadaşlıkları üzerinden, toplumsal baskıların ve akran zorbalığının bir dostlukta yaratabileceği çatlakları incelerken, insan ruhunun hassasiyetini de gözler önüne serer.

Dostluk ve Çocukluğun Masumiyeti
Film, siyah bir ekranla başlar. Sadece Remi ve Leo’nun konuşmalarını duyduğumuz bu sahnede. Karakterlerimizin kendilerine ait hayali bir dünyada düşmanlardan kaçtıkları bir senaryo içerisinde olduklarını görürüz. Gölgeler ve sarı renk tonlarıyla çekilen sahne, nostaljik bir his uyandırır; sanki bu iki çocuk, dış dünyanın karmaşasından uzakta, kendilerine ait bir evrende yaşamaktadır. Kendi yarattıkları dünyalarında son derece mutludurlar. Ardından çiçek tarlasında neşe içinde koştukları görüntülerle bu masumiyet somutlaşır. Film, bu sahnelerle, dostluğun en saf halini resmeder.
Remi ve Leo'nun bu saf dünyası, yalnızca birbirlerine duydukları sevgiden değil, aynı zamanda çevrelerinden gelen anlayışsızlığın henüz onları etkilememesinden kaynaklanır. Ancak bu huzur, okulun ilk günüyle birlikte bozulmaya başlar. Diğer çocukların meraklı soruları ve alaycı tavırları, bu dostluğu sorgular hale gelir. “Birlikte misiniz?” sorusunun ardından gelen gülüşmeler, Remi ve Leo’nun arkadaşlıkları üzerinde ilk çatlakları oluşturur. Bu basit gibi görünen davranışlar, özellikle Leo’nun rahatsız olmasına neden olur.
Toplumsal Algıların Yükü
Ergenlik, hem fiziksel hem de zihinsel değişimlerin olduğu, kimlik arayışının ve toplumsal kabul görme ihtiyacının yoğunlaştığı bir dönemdir. Leo, dış dünyanın baskılarına daha fazla boyun eğen taraf olur. Diğer çocukların soruları ve alayları, Leo'nun Remi ile olan arkadaşlığına mesafe koymasına neden olur. Bu mesafe başlangıçta küçük bir rahatsızlık gibi görünse de zamanla büyür ve dostluğun dinamiklerini tamamen değiştirir.
Leo, toplumun beklentilerini karşılamak ve kendini korumak adına Remi’den uzaklaşmayı seçer. Bu süreçte, Leo’nun içsel çatışması gittikçe büyür. Bir yanda Remi’ye duyduğu sevgi ve bağlılık, diğer yanda ise toplumsal yargılar ve akran zorbalığına karşı duyduğu korku vardır. Leo’nun bu çatışmayı çözmek için seçtiği yol, Remi’den uzaklaşmaktan ve dolayısıyla onu kırmaktan geçer.

Akran Zorbalığının Yıkıcı Etkisi
Film, akran zorbalığının etkilerini çok yönlü bir şekilde ele alır. Zorbalık, yalnızca fiziksel bir tehdit değildir; aynı zamanda duygusal bir yük ve kimlik gelişimini tehdit eden bir faktördür. Leo, diğer çocukların kendisine yönelttiği alaylara ve baskılara karşı Remi’den uzaklaşarak tepki verir. Bu, bir savunma mekanizması gibi görünse de Remi için derin bir yalnızlık ve dışlanmışlık hissi yaratır.
Remi, Leo’nun uzaklaşmasına anlam vermekte zorlanır. Onu anlamaya ve dostluklarını korumaya çalışır. Ancak Leo’nun her uzaklaşma hamlesi, Remi’yi biraz daha yalnız bırakır. Film, bu süreçte Remi’nin duygusal çöküşünü sessiz ama etkili bir şekilde işler. Özellikle Remi’nin obua çaldığı sahne, karakterin yalnızlığını ve duygusal yükünü izleyiciye hissettirir. Leo’nun bu sahneyi izlerken gözlerinin dolmasının birçok nedeni olabilir. Fakat kesin olan bir şey bunu saklaması gerektiğini düşündüğüdür.

Sessiz Kopuş ve Trajedinin Gelişi
Remi ve Leo arasındaki sessiz kopuş, filmin merkezinde yer alır. Bu kopuş, sadece fiziksel bir mesafeyi değil, aynı zamanda duygusal bir bağın yavaşça çözülmesini temsil eder. Remi’nin Leo’ya olan bağlılığı, onun için bir çıkış noktasıdır. Ancak Leo’nun mesafeli tavırları, Remi’yi giderek daha da yalnızlaştırır. Özellikle Leo’nun buz hokeyi takımına girişi, bu mesafenin kanıtı haline gelir. Leo belki de kendisi hakkındaki izlenimi ve algıyı değiştirmek ve diğer çocuklar tarafından kabul göreceğini düşündüğü için buz hokeyinin takımına girer. Daha sonraki sahnelerde Remi “Takıma ben de katılayım mı?” Diye sorsa da Leo sessiz kalarak istemediğini belli eder. Remi’nin takıma girmesini istememesi Leo’nun Remi’den uzak durmak ve hakkındaki algıyı değiştirmek için bunu yaptığını gösterir.
Bir süre sonra Remi’nin kırgınlığı öfkeye dönüşür ve Leo’yla okulda kavga eder. Kavganın ardından birbirleriyle konuşmadan geçen birkaç günün sonunda bir sınıf gezisi yapılır. Film sessiz bir çığlık atar burada. Remi sınıf gezisine katılmaz. Neden katılmadığını ise geziden dönüldüğünde Leo annesinden öğrenir. Uzunca bir sessizliğin ardından annesine Remi’yi soran Leo en sonunda “O artık burada değil” cevabını alır. Hızlıca Remi’nin evine gider. Banyonun kapısının kırılarak açıldığını görür. Daha önceki kavgalarında yaptığı gibi Remi’nin kendisini banyoya kilitlediğini ve intihar ettiğini anlar. Remi’nin seçtiği yolun kendi davranışlarıyla bağlantılı olduğunu fark eder. Bu farkındalık, Leo’nun derin bir suçluluk duygusuna kapılmasına neden olur.

Kayıp, Yüzleşme ve İyileşme
Remi’nin kaybı, Leo’nun hayatında bir dönüm noktasıdır. Bu kayıp, sadece bir dostu kaybetmekle ilgili değildir; aynı zamanda Leo’nun kendi kimliği ve duygularıyla yüzleşmesini gerektirir. Leo, başlangıçta bu kaybın ağırlığını taşımakta zorlanır ve acısını içine gömer. Remi’nin yokluğuyla yüzleşememesi, onu daha da içine kapanık bir hale getirir. Ancak Remi’nin annesiyle olan etkileşimleri, Leo için bir yüzleşme ve iyileşme sürecinin başlangıcı olur. Özellikle Remi’nin annesiyle ilk etkileşiminde “Aranızda ne oldu?” sorusu, Leo’nun kendisiyle ve geçmişteki davranışlarıyla hesaplaşmasını tetikler. Film, bu yüzleşmeyi güçlü bir sahnede doruğa ulaştırır: Leo, ikinci kez Remi’nin annesiyle konuşmaya gider ve intiharın kendisi yüzünden olduğunu ve Remi’yi kendisinden uzaklaştırdığını itiraf eder. Bu sahnede yaşanan katarsis, hem Leo hem de Remi’nin annesi için kaybın ağırlığını hafifletir ve birbirlerine yaslanırlar.

Hayatın Döngüselliği ve İleriye Bakış
Filmde hayatın döngüselliği, çiçek tarlası metaforu üzerinden güçlü bir şekilde işlenir. Hikaye, Leo ve Remi’nin bir çiçek tarlasında koştuğu sahnelerle başlar ve Leo’nun aynı tarlada yalnız koşmasıyla son bulur. Çiçeklerin bir ömrü vardır: açar, büyür, solup gider ve yerini yenilere bırakır. Bu, yaşamın döngüselliğini ve ölümün bu döngüdeki yerini sembolize eder.
Remi’nin kaybı, bu döngüde ölümün kaçınılmazlığını Leo’ya öğretir. Başlangıçta kaybı kabullenmekte zorlanan Leo, Remi’nin ölümünü anlamlandırarak yaşamın doğal akışını kabul eder. Leo’nun buz hokeyi oynarken kırılan kolunun alçısının çıkarılması, onun iyileşme sürecine girdiğinin metaforudur. Leo, Remi’nin ölümünü kabul eder ve onun yokluğunda yaşamaya devam etmeyi seçer. Filmin sonunda, Leo’nun tarlada yalnız koşmaya devam etmesi, bu döngüde ölümün yerini anlaması ve yaşamın devam ettiğini fark etmesiyle mümkün olur.

Ebeveynlerin Sorumluluğu
Filmde ebeveynlerin çocuklarına karşı olan sorumlulukları alt başlık olarak ele alınabilir. Film, ebeveynlerin, çocuklarını yalnızca sevgiyle değil, aynı zamanda sosyal ve duygusal becerilerle donatarak desteklemesi gerektiğini hatırlatır. Bu, ebeveynlerin farkında olmadan çocuklarının başka çocuklara yapabilecekleri zorbalığın nelere yol açabileceğini gözler önüne serer. Ebeveynler çocuklarına olan sorumlulukları kadar. Çocuklarının olumsuz eylemlerini engellemek adına da sorumluluğa sahiptirler. Film, ebeveynlerin varlığının farkında olmadıkları bir sorumluluklarının kırılgan bir çocuğun hayatına mal olabileceğini gösterir.
Sonuç
Close, bir dostluğun masumiyetini ve ergenliğin karmaşıklığını derin bir hassasiyetle işler. Film, toplumsal normların bireyler üzerindeki baskısını, akran zorbalığının yıkıcı etkilerini ve kayıpların ardından gelen iyileşme sürecini güçlü bir şekilde anlatır. Remi ve Leo’nun hikayesi, sadece bir dostluğun hikayesi değil; aynı zamanda kimlik, sevgi ve insan olmanın anlamı üzerine güçlü bir meditasyondur. Close, izleyiciyi hem ağlatan hem de düşündüren bir film olarak kalplerde yer eder.
Ege Üniversitesi Psikoloji Öğrencisi
Emirhan USLU
Yorumlar