Paulo Coelho'nun en sevilen romanı "Simyacı", genç çoban Santiago'nun Kişisel Menkıbesi'ni arayışını anlatır. Bir hazine bulma umuduyla başlayan yolculuk, onu Akdeniz'den Afrika çöllerine sürüklerken, bilge krallar, simyacılar ve beklenmedik aşklarla dolu bir serüvene dönüşür. Santiago, bu süreçte sadece dış dünyayı değil, kendi iç dünyasının sırlarını, korkularını ve evrenin sunduğu işaretlerin anlamını keşfeder. "Simyacı", hayallerine inanmanın ve onları gerçekleştirme cesa

Smita, Hindistan’daki kast sisteminde “dokunulmaz” olarak sosyal dışlanmaya maruz kalır. Bu sosyal dışlanma, onun benlik saygısı üzerinde derin olumsuz etkiler yaratır; kendini değersiz ve toplumdan izole hissetmesi, kronik bir düşük benlik algısına yol açabilir. Ancak kızına daha iyi bir gelecek sağlama arzusu, Smita’nın içsel motivasyonunu ve psikolojik dayanıklılığını tetikler.

Değişim veya değişmek denildiği zaman genelde aklımızda büyük ve bir anda gerçekleşmesi mümkün olmayan şeyler canlanır.