Gabriel García Márquez’in 'Aşk ve Öbür Cinler' romanı, sadece büyülü gerçekçilik akımının güçlü bir örneği değil; aynı zamanda gelişimsel psikoloji ve bağlanma kuramı açısından derin bir inceleme fırsatı sunar. Kitap, gençliğinde gazetecilik yapan anlatıcının bir kazı sırasında saçları hâlâ uzamış halde bulunan 12 yaşındaki bir kızın mezarına rastlaması ve bu kızın hikâyesini ailesinden duymuş olması üzerine, onun yaşam öyküsünü anlatmasıyla başlar. 

Richard Bach'ın kült eseri 'Martı Jonathan Livingston', sadece bir martının özgürlük arayışını değil aynı zamanda psikolojik analizler de barındırır. Jonathan'ın kendini gerçekleştirme yolculuğunu, Maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisi, Jung'un bireyleşme kavramı ve akış deneyimi gibi psikolojik teoriler ışığında inceliyoruz. Sürü psikolojisine meydan okuyan bir ruhun, öğrenme tutkusunun ve varoluşsal anlam arayışının izini sürerek bu zamansız klasiğin neden hala ilham vermeye dev

Zihnimizdeki diktatör, kendimize dayattığımız katı kurallar ve beklentilerin kaynağını keşfetmeyi amaçlar.