Herkesin Beni Yargıladığını Düşünüyorum, Bu Kaygıdan Nasıl Kurtulabilirim?
- Altuğ Psikoloji
- 2 Mar
- 2 dakikada okunur

Yargılanmak dendiği zaman aklınıza ilk ne geliyor? Nasıl bir tavırla karşı karşıya kaldığınızda “Şu an beni yargılıyor.” diye düşünüyorsunuz? Karşınızdaki kişinin bir bakışı, herhangi bir mimiği veya da el ve jest hareketleri sizi bu düşünceyle karşı karşıya bırakmış olabilir. Aslında burada iki olasılık olabilir. Birinci olasılık gerçekten karşınızdaki kişi sizi yargılamış olabilir, ikinci olasılık ise karşınızdaki kişinin tepkilerini kişiselleştirmiş olabilirsiniz. Örneğin bir düşüncenizi belirtmek istediğinizde içinizden “Neyse şimdi saçma gelir, küçümserler.” gibi düşünceler geçiyor ancak beyan ettiniz. O sırada da karşınızdaki kişi kolundaki saatiyle oynadı. İşte o an zihniniz kendi yarattığı felaket senaryosunu art arda sıralamaya başlar. Adeta karşındaki kişinin zihnini okuyabiliyormuşçasına “saçma buldu, beğenmedi, küçük düştüm, bir daha beni kimse ciddiye almayacak vs.” gibi düşüncelerle olayı kişiselleştirir. Zihin bu düşüncelerle öyle bir sarılır ki içinde sıkışıp kalabilirsiniz. Aslında belki de kolundaki saat sıktı veya aklına 2 saat sonra yapması gereken bir iş olduğu geldi ve saati kontrol etti. Yoğun şekilde yargılanma kaygısı yaşadığınızda tüm dikkatinizin başkaları tarafından üzerinizde olduğunu düşünebilirsiniz. Bunun sonucunda doğallığınızı kaybedebilir ve bireyselliğinizi baskılayabilirsiniz. Unutmamanız gerekiyor ki aslında kimsenin dikkati o kadar üstünüzde değil. Ömrü boyunca hafızasında bunu tutmayacak veya da dakikalarca kafasında bunu analiz etmeyecektir. Buna inanmak güç geliyorsa kendi tarafınızdan da düşünebilirsiniz. Mesela, siz bir başkası fikir beyan ettiğinde ne kadar süre aklınızda tutabiliyorsunuz? İnsanlar, sizin kendinizi gördüğünüz kadar yakından bakmıyor, hata olarak nitelendirdiğiniz şeyleri fark etmiyor ve hissettiğiniz duyguları bilmiyor. Kendi zihninizde yarattığınız yargılanma senaryoları, gerçekte sandığınız kadar büyük olmayabilir. Elbette bunları farkında olmak düşünceleri susturmaya yetmiyor çünkü aslında düşünceler hiçbir zaman susmuyor. Bu durumda bizi yoran, kendimiz olmaktan alıkoyan ve baskılayan düşüncelerle aranıza sınır koymayı denemek sağlıklı olacaktır. Aklınıza bu düşünceler geldiği zaman karşıt bir düşünceyle zihninizi sakinleştirmeyi deneyebilirsiniz. Az önce bahsettiğimiz saate bakma durumunda, örneğin, “Bu kişinin saati kontrol etmesi, söylediklerimle ilgili değil; sadece kendi gündemiyle ilgileniyor” şeklinde düşünmeyi deneyebilirsiniz. Bu zıt düşünce, yargılanma kaygınızı sakinleştirir ve olayları daha objektif bir bakış açısıyla değerlendirmenize yardımcı olabilir.
Peki, gerçekten yargılandığınıza eminseniz ne yapmalısınız? Bazen yargılanmayla karşı karşıya kalmak kaçınılmaz olabilir ve bu noktada dikkate almanız gereken bazı noktalar vardır. Öncelikle, karşınızdaki kişinin sizi yapıcı bir şekilde mi, önyargılı bir tutumla mı yoksa sadece fark edilmek için mi eleştirdiğini değerlendirmek önemlidir. Eleştiriler her zaman olumsuz değildir. Asıl mesele, bu yorumları nasıl ele aldığınızdır. Çoğu zaman başkalarının sizin hakkınızda düşündükleri, onların kendi bakış açılarından ve deneyimlerinden ibarettir. Hatta belki de size yönelttikleri yargılar, aslında kendi yaşamlarıyla ilgili hissettiklerinin bir yansımasıdır. Oysa sizin hayatınızı, hislerinizi ve yaşadıklarınızı en iyi bilen yine sizsiniz. Bu yüzden, çevrenizdeki insanların yargılayıcı tutumlarından rahatsız olduğunuzda, sınırlarınızı netleştirerek kendinizi koruyabilir ve eleştirileri içselleştirmeden, kendinize olan güveninizi koruyarak sağlıklı bir bakış açısıyla ilerleyebilirsiniz.
Dokuz Eylül Üniversitesi Psikoloji Öğrencisi
Ceren Göle
Comments