Sosyal Medyada Onay Arayışı: Beğeni, Takipçi ve Özsaygı İlişkisi
- Altuğ Psikoloji

- 15 Eyl
- 2 dakikada okunur

Neden Bu Kadar Çok Onay İstiyoruz?
Sosyal medya hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline geldi. Sabah gözümüzü açar açmaz Instagram’a bakıyor, gün içinde Twitter (X), TikTok veya YouTube’da zaman geçiriyor, akşam uyumadan önce yine sosyal medyada dolaşıyoruz. Hepimizin farkında olduğu bir gerçek var: beğeni sayısı, takipçi artışı ve yorumlar artık yalnızca dijital rakamlar değil; aynı zamanda kişisel değerimizin ölçütü haline geldi.
Bu yazımda bir psikolog olarak sizlere sosyal medyada onay arayışının psikolojik temelini, özsaygıyla ilişkisini ve uzun vadede ruh sağlığımıza etkilerini anlatacağım. Yazının sonunda ise bu durumdan nasıl çıkabileceğinizi ve profesyonel psikolojik danışmanlık desteğinin neden önemli olduğunu paylaşacağım. Şimdiden iyi okumalar dilerim!
Beğeni ve Takipçi: Modern Dünyanın Görünmez Para Birimi
Geçmişte değer görmek için aile, arkadaş çevresi ya da iş yerinden gelen geri bildirimlere ihtiyaç duyarken günümüzde bu işlevi büyük oranda sosyal medya üstleniyor.
Beğeniler → Anlık dopamin patlamaları yaratıyor.
Takipçi artışı → ''Seviliyorum, fark ediliyorum'' hissi sağlıyor.
Yorumlar → Sosyal bağ kurduğumuzu hissettiriyor.
Ne var ki bu onay mekanizması dışsal olduğu için geçici bir tatmin sağlıyor. Beğeni sayısı düştüğünde ya da takipçi kaybettiğimizde özsaygımız sarsılabiliyor.
Psikolojik İhtiyaçlar ve Sosyal Medya Onayı
Sosyal medyada onay arayışı aslında temel psikolojik ihtiyaçlarımızın dijital dünyadaki yansımasıdır:
Aidiyet: Bir topluluğa ait olma ve kabul görme isteği.
Değer Görme: Yaptıklarımızın takdir edilmesi, fark edilmek.
Kontrol: Kendi hayatımız üzerinde söz sahibi olma ve görünürlük kazanma arzusu.
Normalde sağlıklı olan bu ihtiyaçlar, sosyal medyada aşırıya kaçtığında bağımlılık davranışına dönüşebilir.
Sosyal Karşılaştırma ve Özsaygı
Psikolojik araştırmalar, sosyal medyada geçirilen sürenin artmasıyla birlikte sosyal karşılaştırmanın da arttığını gösteriyor.
Başkalarının hayatlarını sürekli görerek kendi yaşamımızı daha yetersiz hissedebiliyoruz.
Özsaygı, takipçi ve beğeni sayısına bağımlı hale geliyor.
Bu durum, özellikle ergenler ve genç yetişkinlerde özgüven düşüklüğü, depresif duygular ve anksiyete riskini artırıyor.
Özsaygı, içsel kaynaklardan beslendiğinde kalıcıdır. Ancak dışsal onaya dayalı özsaygı kırılgandır ve sürekli dalgalanır.
Sosyal Medya Bağımlılığı ve Ruh Sağlığı
Onay arayışı arttıkça kişi sosyal medya bağımlılığına sürüklenebilir. Bu durum:
Zaman yönetimini bozar.
Uyku düzenini olumsuz etkiler.
Akademik ve iş performansını düşürür.
Yüz yüze ilişkilerde mesafe yaratır.
Uzun vadede ise yalnızlık hissini artırır ve bireyin gerçek yaşam doyumunu azaltır.
Sağlıklı Kullanım İçin Psikolojik Öneriler
Dışsal değil içsel değerleri güçlendirin. Kendinizi yalnızca beğeni sayısıyla değil; kişisel başarılarınız, ilişkileriniz ve değerleriniz üzerinden değerlendirin.
Sosyal medya detoksu yapın. Belirli günler uygulamayı kapatmak zihinsel olarak rahatlatır.
Karşılaştırmayı bırakın. Herkesin sosyal medyada en iyi anlarını paylaştığını unutmayın.
Profesyonel destek alın. Eğer sosyal medyadan uzaklaştığınızda yoğun huzursuzluk yaşıyor, beğeniler düşünce değersizlik hissediyorsanız bu durum profesyonel bir yardım gerektiriyor olabilir.
Onay Değil, Özdeğer: Beğeniler ve takipçiler gelip geçicidir, özsaygınız ise sizinle birlikte kalır. Sağlıklı bir özgüven, başkalarının onayına değil kendinizi olduğunuz haliyle kabul etmenize dayanır.
Eğer siz de sosyal medya onayına bağımlı hissediyor, beğeni ve takipçi kaygısı nedeniyle kaygı, özgüven eksikliği veya yalnızlık yaşıyorsanız psikolojik danışmanlık alarak bu durumu bir uzman ile değerlendirip döngünüzü kırmaya başlayabilirsiniz.
Sağlıkla Kalın.






Yorumlar